Monday, December 26, 2005

Yılbaşı Hazırlıkları

Bu üçüncü gün. İş yoğunluğu vesaireden dolayı, dakika farkıyla ikinci günü ıskalamış olduk.
Yılbaşı yaklaşıyor ve her yerde, herkeste bir yılbaşı telaşı aldı başını gidiyor. Alışveriş merkezlerinde durum çok vahim. Kadıköy Nautilus, bütün Rıhtım trafiğini her gün, özellikle de akşam saatlerinde felç ediyor. İçerenköy Carrefour'un bilmem kaç bin araç kapasiteli otoparkında hafta sonları yer bulmak mümkün değil. Capitol'ün daracık otoparkına girebilmek için ise yaklaşık yarım saat kuyrukta beklemek gerekiyor.
İnsanın bu manzara karşısında ekonominin gerçekten de düzeldiğine inanası geliyor... Enteresan.
Çalıştığım şirketin küçük plastik bir yılbaşı ağacı vardı. Bu ağacı her sene, adet olduğu üzere yılbaşına bir hafta kala üzere süsler, etrafına yanıp sönen ışıklardan asardık. Bu sene de hadi çıkaralım şu ağacı depodan, süsleyelim diye "sözüm ona plaza"nın deposuna bir girdik baktık ki, ağaç kayıp. Kim plastik bir ağacı, niye çalar? Atsan atılmaz, satsan satılmaz...

Bu sene Kurban bayramının da yılbaşına yakın olması sebebiyle tatili yılbaşıyla birleştirenler de oluyor. Şirketten bir arkadaşımız ailesiyle birlikte Kenya'ya safari yapmaya gidiyor. Kurban bayramında muhtemelen zebra kesecekler, bilemiyorum.
Benim şu an için planım yok, fakat muhtemelen PTT denilen şeyi yapacağım: Pijama Terlik Televizyon. Zaten başka türlüsü de beni açmıyor. İki kere yılbaşında çıkma gafletinde bulunup ikisinin de hüsranla sonuçlanmasının ardından artık doğru düşündüğüme inanıyorum:
1. Üniversite 3. Sınıfta, Taha'yla birlikte Taksim'e gidip, oturacak yer bulamayıp, midem bulanıp, The Marmara'nın yanındaki sokağa, sabahın beşinde kusup, o saatten sonra eve de gidemeyip, soğuk havadan korunmak için tinerci çocuklar gibi Yapı Kredi ATM'sine girip sızıp kaldığımız iğrenç yılbaşı... 2001
2. Üniversiteden mezun olduğum sene, arkadaşlarla "bari" Kadıköy'e bir ümitle gidip, boş tek bir yer bulamadıktan sonra, adını hatırlamadığım bir mobilyacının girişindeki soğuk mermer merdivenler üstünde oturup uyukladığımız saçma yılbaşı...2003
"Neden yer ayırtmıyordun?" derseniz, diyecek bir şeyim yok, sadece o zamanlar yer ayırtacak kadar param yoktu. Şimdiyse, normal bir zamanda harcayacağım paranın 4-5 mislini, 4-5 defa daha konforsuz mekanlarda sırf "yılbaşı"ymış diye harcamak mantıklı gelmiyor. Bu sene, mesela, arkadaşlarla sessiz film oynayabiliriz, ya da tabu, ya da şişe çevirmece, ya da başka bir şey... "Evim, sıcak evim" ortamlarında.

0 Comments:

Post a Comment

<< Home